Alien: Isolation İncelemesi
Alien: Isolation da bu önerinin çok güzel bir örneği. Günümüzün perdesinin veremediği o korku, gerilim hissiyatını bu oyunla iliklerimize kadar hissediyoruz.
- Korku dolu atmosfer
- İyi yerleştirilmiş gerilim ögeleri
- Doyurucu grafikler
- İyi sunulmuş bir hikaye
- Çizgisel oynanış
- Tekrar eden mekan tasarımları
- Limitleyici kayıt sistemi
HİKAYE
Efsane Alien filmlerinin tadı damağında kalan insanların belki de en çok merak ettiği şey oyunun hikayesi. Oyunun çok vurucu bir hikayesi olmasa da amacı belli bir hikayesi var. Oyundaki ana karakterimiz Ellen Ripley’in kızı Amanda Ripley. Amanda, tıpkı annesi gibi çetin bir kadın. Elinden her iş geliyor, zaten kendisi bir mühendis. Ticaret gemisi olan Nostromos kaybolalı 15 yıl olmuştur ve Nostromos’un kara kutusu diye tabir edebileceğimiz bir parçası uzayda bulunmuştur. Bulunan parça Sevastopol İstasyonuna götürülmektedir.
Bilirsiniz ki Ellen Ripley kaybolan geminin bir mürettebatıydı. Ellen Ripley’in kızı Amanda, keşif ekibine katılmak için teklif almıştır. Annesinin durumunu öğrenmek isteyen Amanda teklifi kabul ederek Torrens adlı gemi ile Sevastopol’e doğru yola çıkmıştır.
Hikayemiz de bu noktada başlıyor aslında. Torrens gemisi, Sevastopol’e bağlanırken bir kaza geçirir ve Amanda ekipten ayrı düşer. Kazaya rağmen istasyona girmeyi başaran Amanda hiç de iyi olmayan bir manzara ile karşılaşır. Sevastopol’e kaos hakimdir. Giriş kısmında bizi etkileyen oyun, Amanda’nın oyundaki baş düşmanımız Xenomorph ile karşılaşmasıyla başka bir boyuta taşınıyor.
OYNANIŞ VE GRAFİKLER
Oynanış kısmı oyunun eleştiri alan kısımlarından biri. Hatta bazı büyük medyaların oyuna düşük puan vermesindeki en büyük sebep olabilir. Oyunda çizgisel bir ilerleme mevcut. Oyunun görev yapısı temelde bir noktadan bir noktaya ulaşmaya çalışmak ve bunu başarmak için de bazı engelleri ortadan kaldırmak. Bu türde klasik bir oynanış birçok insan için sıkıcı geldi ve oyunu eleştirdiler. Bu durumu sadece bu şekilde açıklamak oyunun oynanışı için haksızlık olur.
Alien: Isolation, klasikleşmiş, çizgisel ilerleyen oynayışını sıkıcılıktan kurtarabilecek birçok şey barındırıyor. Bunlardan biri ‘craft’ sistemi. Oyuna ilk başladığımızda karakterimizin hiçbir şeyi yok fakat oyunda ilerledikçe bulduğumuz şablonlarla medkit, bomba gibi çeşitli öğelerin yapımını öğreniyoruz. Şablonlara ek olarak oyunda oynayışı çeşitlendirecek tabanca, alev silahı ya da ‘hack’ cihazı gibi öğeleri oyunda ilerlerken direkt bulabiliyoruz.
Bu tür öğeler oyunda ilerledikçe önümüze daha da zor engellerin çıkacağının da bir işaretçisi aynı zamanda. Lazer kesiciyi elde ettikten sonra kapıları açarken beklediğiniz süre size çok uzun gelebilir çünkü Xenomorph çıkardığınız sesten dolayı hemen arkanızda bitebilir ya da elde ettiğiniz silahlar, bombalar işinizi kolaylaştıracak gibi gözükebilir fakat öyle bir durum yok. Çünkü en ufacık ses Xenomorph’un dibinizde bitmesi demek. Fakat korku ve gerilim açısından oyuna bambaşka seviyeye taşıyan bu olay, eleştiri almasına da sebep oldu.
Xenomorph’u çekmemek ya da sizi görmesini engellemek için sürekli çömelerek ilerlediğinizde oyunun oynanma süresinin birçoğu çömelerek gitmekle geçiyor. Bu duruma ek olarak oyunun kayıt sistemi de işi zorlaştırıyor çünkü belli noktalarda, kayıt istasyonlarının olduğu yerlerde kayıt alabiliyoruz. Bir kayıt noktasından diğer bir kayıt noktasına varana kadar onca badireler atlatıp bir de kaydedemeden ölünce birçok insan da oyuna sitem ediyor tabii. Animasyonları ve fizik yapısı bugünün birçok korku oyunundan bile iyi olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle ışıklandırmalar ve yansımalar ortamı daha da gerici, korkutucu bir hale getiriyor. Bu efektlerin yanına bir de sanki ensenizde düşman varmış gibi hissettiren ses efektlerini de eklediğimizde oyunun bize yaşattığı gerginlik ve korku tavan yapıyor. Oyundaki mekan tasarımları, detaylar, parçacık kalitesi gayet iyi bir düzeyde fakat oyunda ilerledikçe aynı mekan tasarımlarını görmekten sıkılabilirsiniz.
DÜŞMANLAR
Oyunda 3 tip düşman var: Alien (Xenomorph), Androidler, İnsanlar. Evet, oyunda insanlar da var fakat öyle bir kaos ortamı var ki Sevastopol’da, kimse kimsenin yüzüne bile bakmıyor. O yüzden insanlara denk geldiğinizde dost olduğunu düşünüp yaklaşmaya çalışmayın, gizliliğinizi korumaya devam edin. Androidlerin hepsi düşmanınız değil. Gözlerine bakarak hangilerinin düşman hangilerinin dost olduğunu anlayabilirsiniz.
Gözleri kırmızı olan androidler, sistemi bozulmuş ve bize düşman olanlar. Androidler, aslında zorlayıcı düşmanlar değiller çünkü sizi görseler de koşamadıkları için hızlıca uzaklaşabilirsiniz fakat bu sefer de Alien dibinizde biter. Androidlerle uğraşmanın da kolay yolları var elbet. Çeşitli silahlar ve bombalar androidleri etkisiz hale getirebiliyor fakat bazı androidlerde turuncu bir giysi oluyor ve normal androidlerin hasar aldığı şeylerden onları koruyor. O elbiseye sahip bir android görürseniz farklı bir şekilde yaklaşmalısınız.
Xenomorph, diğer adıyla Alien, oyunda en çok uğraşmanız gereken düşman olacak. İnsanlardaki kötü yapay zeka neyse ki baş düşmanımızda yok. Çok iyi bir şekilde tasarlanmış yapay zekaya sahip Xenomorph’un ne yapacağını kestirmek cidden zor. Outlast serisindeki düşmanlar gibi belli bir rotayı takip etmiyor. Xenomorph, bir yeri defalarca kez oynasanız dahi her seferinde farklı şeyler yaparak sizi şaşırtabilir. Oyunu zor ve korkutucu yapan da bu aslında. Ne zaman, nereden çıkacağını kestiremiyorsunuz. Saklanmak her zaman kolay olmuyor çünkü sizi bulabiliyor, kokunuzu alabiliyor, sizin gibi hava kanallarında gezebiliyor. Yani Xenomorph’u gördüğünüzde en büyük temenniniz bir an önce gitmesi olacak. Onun da zaafları var tabii, oyunda ilerledikçe farklı şekillerde ilgilenebileceksiniz Xenomorph ile.
SON SÖZ
Genel olarak baktığımızda Alien: Isolation çok başarılı bir korku oyunu. Yapılan eleştirilerin büyük bir kısmı aslında oyunda biraz ilerledikten sonra önemsizleşebiliyor çünkü Xenomorph sağ olsun her seferinde farklı şekilde korkutabiliyor insanı. Bu durum, çokça ölsek bile her seferinde farklı bir gerilim sunduğu için oynanışı sıkıcılıktan kurtarabiliyor.
Fakat bir eleştirinin önemi var çünkü bu eleştiri oyunun genelini kapsıyor. Oyun yavaş ve çizgisel bir ilerleyişe sahip. Oyunun bu durumuna alışmakta zorlanırsanız oyun sizin için bir cehenneme dönüşebilir çünkü oyunda çokça ölmek muhtemel ve her seferinde belli bir kayıt noktasından tekrar başlayıp ilerlemek sıkıcı olabilir. Alien markasını, korku/ gerilim türünü sevenler için genel anlamda çok iyi bir oyun olan Alien: Isolation, oynanış tarzına alıştığınızda ‘Tadı damağımda kaldı.’ diyebileceğiniz bir oyun.
İyi oyunlar!
