Sekiro: Shadows Die Twice İncelemesi
Dark Souls ve Bloodborne serisi ile ünlü FromSoftware’in son oyunlarından biri olan Sekiro: Shadows Die Twice; oyunda acıyı, hazzı, aksiyonu ve adrenalini aynı anda yaşatabiliyor oyuncuya. Oyun tümüyle mazoşist seviyede zorluklardan oluşuyor. Ancak bu yönü dışında bunun kesinlikle bir “Soulsborne” oyunu olmadığını söylemeliyiz. Mekanikler ve hikaye anlatımı açısından kendini kardeş oyunlarından tümüyle ayıran bambaşka bir yapıt olmuş.
- Göz alıcı grafikler
- Yepyeni ve alışılmamış dövüş mekanikleri
- Yüksek düzeyde boss çeşitliliği
- Türkçe dil desteği mevcut değil
FARKLI BİR HİKAYE SUNUMU
Wolf (veya Ookami) adında bir karakteri oynuyorsunuz. Yetenekli ve usta olduğu alanlar çok çeşitli. Bu dünyada belirli bir geçmişiniz ve yeriniz var.
FromSoftware, bu oyunda normalde beklenenin dışına çıkmış. Anlamanız için pür dikkat oynamanız gereken ve yine de tam olarak anlaşılmayan bir hikaye yerine size neyin ne olduğunu, ne amaçla nereye gittiğinizi daha açık bir yolla sunuyor. Kısacası, yıllar önce yapılmış bir yanlışı düzeltmeyi amaçlamış, birini koruma yeminini yerine getirmeye çabalayan sadık bir fedaisiniz.
Tabii diğer “Soulsborne” oyunlarından farklı demek Sekiro: Shadows Die Twice’ın kolay olduğu anlamına gelmiyor. Oyun zor. Acayip derecede zor. Boss niteliğinde olmayan, normal moblardan bile tek yiyebildiğiniz bir dünya burası. Ama zamanla, Hanbei ismindeki öğretmeninizden daha iyi bir savaşçı olma doğrultusunda hem ofansif hem defansif çeşitli teknikler öğrenerek karakterinizi geliştiriyorsunuz. Ancak geliştirdiğinizle de kalıyorsunuz demek çok yanlış olmaz. Yeni bölgelere geçtiğinizde, oranın moblarından yeniden “tek” yeme riskiniz oldukça yüksek.
ÖNÜNÜZE SUNULMUŞ BİR DÜNYA
Ve nasıl bir yol izleyeceğiniz size bağlı. Sekiro’da belli bir yol haritanız yok. A noktasından B noktasına gidebilmek için birden fazla yol izleyebilirsiniz. Dilerseniz sol yoldan giderek gardiyanları alt edip yolunuza devam edebilir veya sağ yoldan giderek gardiyan köpekleri uyandırıp tüm orduyu üzerinize salmalarına tanıklık edebilirsiniz. Ancak en eğlenceli diğer bir yol olan tırmanma çengelinizi kullanarak çatıdan çatıya atlayabilir ve düşmanların tepelerine gizlice inebilirsiniz. Ancak şunu unutmayın ki izleyeceğiniz her bir yolda, bulacağınız eşyalar farklı olabilir. Genelde gidilmesi zor olan yollarda daha değerli eşyalar bulabilirsiniz. Ben oynarken tüm bölgeyi kolaçan etmeyi çok ödüllendirici buldum diyebilirim.
MEKANİKLER VE SON SÖZ
Oyundaki dövüş mekanikleri, büyük miktarda dikkat gerektiriyor. “Hack and Slash” oyunlarında yaptığınız gibi bir tuşa abanıp basmak, bu oyunda hiç işe yaramıyor. Hem de hiç. Rakibinizin tüm hareketlerini (patterns) öğrenip, gerektiğinde defans yapmanız gerektiğinde ise saldırmanız gerekiyor. Ve Dark Souls oyunlarındaki 'Dodge' mekanikleri burada işe yaramıyor, bundan ziyade 'Parry' yapmanız gerekiyor.
Oyunda her ölümünüz, tamamen sizin hatalarınızdan kaynaklanıyor ve asıl sinir bozucu olan şey de bu diyebiliriz. Burada ise elden FromSoftware’ı böylesine affı olmayan oyunlar yapmasındaki ustalığını tebrik etmekten bir şey gelmiyor. Genel hatlarıyla harika bir görsellik sunan Sekiro: Shadows Die Twice, yeni mekanikleri ve hikaye anlatımıyla kendini tekrar tekrar oynatacak olan bir oyun. Eğer hiç bu tarz oyunları denemediyseniz o kadar da korkmanıza gerek yok. Yavaş yavaş alışıyorsunuz, ölmeye...
İyi oyunlar.
