Martha is Dead Hikayesi
Hikaye
Martha is Dead'in olay örgüsü ve hikayesi zaten oldukça karışık başlıyor, Giulia'nın tuhaf halüsinasyonları ve büyüyen paranoyasıyla daha da karmaşık hale gelerek devam ediyor. Oyunda bahsedilen Martha, yüksek rütbeli bir SS subayı olan Erich’in kızı ve oyundaki karakterimiz olan Giulia’nın ikiz kız kardeşi. Aile 1940’larda Toskana’da yaşıyor.
Oyunun isminden de anladığımız üzere Martha vefat ediyor ve ikiz kardeşi Giulia her zaman Martha ile daha yakın olan annesinin gözüne girebilmek adına Martha’ymış gibi davranmaya başlıyor. Kendi kimliği ile Martha’nın kimliği arasındaki ayrım giderek azaldıkça Giulia'nın devrelerini yakmaya başlarken, ikiz kardeşinin nasıl öldüğünü ortaya çıkarmaya karar veriyor. Gazetelerde İtalyan partizan bir grubun suikast girişimi olduğunu okusak da, karakterimiz ikna olmuyor.
Tek Kelimeyle Kaotik
Buradan sonra hikayenin ilerleyen bölümlerinden de bahsediyoruz. Ben oyunu oynamayı düşünüyorum, spoiler yemek istemem diyenlerin devam etmesini önermeyiz. :)
Başından geçen bir sürü ürpertici olayın ardından Giulia, Lady White adı verilen ve sevgilisi tarafından öldürülmüş bir kadına ulaşıyor. Bu gizemli varlıkla kurduğu iletişim sırasında, Martha’nın ölümünden annelerinin sorumlu olduğuna dair ipuçları alıyor. Bunun üzerine annesinin alehine kanıtlar aramaya başlıyor. Annesinin suçunu kanıtladığı ve artık ona yaranmak için Martha’ymış gibi davranması gerekmediği günün hayaliyle yaşıyor.
Durum böyle olunca Giulia ve annesi arasındaki gerilim giderek artıyor ve annesi Giulia’yı akıl hastanesine yatırmak istiyor. Ama Giulia pes etmiyor ve Martha’nın ölümü hakkında daha fazla bilgi aramaya devam ediyor. Hikaye bu kısımlarda artık öyle bir hal alıyor ki, ne gerçek ne değil, neyi kim yaptı, neden yaptı hiçbir şey anlamaz bir hale geliyoruz. Ortaya Lapo diye bir adam çıkıyor, zamanında Martha ve Giulia ile aynı anda sevgili olduğunu anlıyoruz. Ama Lapo iki farklı kişi olduklarını farkında mıydı, ikizler biliyor muydu, olayın aslı neydi tam çözemiyoruz. Bütün bu kargaşa üzerine bir de Martha’nın bu adamdan hamile olduğunu ve bebeğiyle birlikte öldüğünü öğreniyoruz. Bu sırada babamız da SS’lere ihanet ettiği gerekçesiyle öldürülüyor.
Olayın Aslı Nedir?
Annemiz bizi akıl hastanesine yatırmak isterken, babamızla kız kardeşimiz de ölmüşken, sığınak bulmak için Toskana'yı terk ediyor ve farklı bir şehre gidiyoruz. Bu şehirde bütün olay örgüsü çözüme kavuşuyor. Giulia’nin hikaye boyunca bir akıl hastanesinde kaldığını ve o ana kadar yaşadığımız şeylerin aslında yaşanmadığını anlıyoruz. Aile için şiddet ve savaş döneminin yarattığı travmalardan doğan bir hayal dünyasının içinde olduğumu fark ediyoruz. Oyunu oynama şeklinize göre, kafanızdaki soru işaretlerinin sayısı azalabilir. Hangi karakterler gerçekti, olayların ne kadar doğruydu, ailemizin dinamikleri nasıldı, Martha gerçekten nasıl öldü gibi sorulara cevap bulabilirsiniz. Ama ne kadar uğraşırsanız uğraşın, oyunun sonunu değiştiremezsiniz. Tahmin edebileceğiniz gibi bu hikaye mutlu bir sonla falan bitmiyor, Giulia oldukça tüyler ürpertici tasarlanmış bir şekilde gözümüzün önünde kendini öldürüyor. Giulia is Dead de diyebiliriz…