Mafia: The Old Country İnceleme
Geçtiğimiz günlerde çıkan Mafia: The Old Country, bu geleneği Sicilya topraklarına taşıyor. Ancak sonuç, serinin hayranlarının beklediği kadar etkileyici değil. Biz de oyunu bitirdikten sonra karışık — hatta çoğunlukla negatif — duygularla baş başa kaldık.
- Güçlü Atmosfer
- Hikaye
- Çevre tasarımı
- Hayatınızda oynayabileceğiniz en sıkıcı oyunlardan birisi
Hikaye
Mafia serisinin yeni oyunu The Old Country, bizi 1900’lü yılların başlarındaki Sicilya’ya götürüyor. Ana karakterimiz Enzo Favara, yer altında çalışan sıradan bir maden işçisi. Ancak kader, onu güçlü Torissi ailesinin suç dünyasına yavaş yavaş sürüklüyor.
Konu kağıt üzerinde oldukça cazip: dönemin siyasi ve sosyal atmosferi, Sicilya’nın taş sokakları ve aile bağlarının ağır bastığı bir mafya hikâyesi… Ne yazık ki oyun, bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremiyor. İlk üç saat boyunca neredeyse hiç aksiyon yaşanmıyor; görevler diyalog ağırlıklı ilerliyor ve dramatik gerilim yeterince erken inşa edilemiyor. Üçüncü saatten sonra tempo biraz artsa da, yaşanan olaylar ne yenilikçi ne de heyecan verici. Toplam dokuz saat süren hikâyede bu kadar uzun bir “ısınma süresi” kaçınılmaz olarak oyuncuyu yıpratıyor.
Oynanış
Oynanış, hikâyeyi desteklemesi gerekirken çoğu zaman onun ayağına takılan bir unsur haline gelmiş. Silah kullanımı mekanik olarak hantal, vuruş hissi zayıf ve farklı silahlar arasında belirgin bir fark yok. Yakın dövüş ise sürekli tekrar eden animasyon zincirlerinden ibaret.
En çok umut bağlanan gizlilik bölümleri de maalesef tatmin etmiyor. Düşman yapay zekası kolayca kandırılabiliyor, tespit sistemi yüzeysel kalıyor ve bu bölümler, aksiyonun az olduğu bir hikâyede temponun yükselmesini sağlamak yerine oyunu daha da yavaşlatıyor. 2025 yılında çıkan bir oyunun kontrol hissiyatı açısından bu kadar “kütük” kalması affedilir gibi değil.
Atmosfer
Tüm eleştirilere rağmen, The Old Country’nin en güçlü yanı atmosferi. Sicilya’nın liman kasabaları, bağ evleri, dar taş sokakları ve maden ocakları etkileyici bir şekilde tasarlanmış. Döneme uygun kıyafetler, çevre detayları ve İtalyan kültürüne özgü küçük dokunuşlar, oyuncuya gerçekten 1900’lerin başında yaşama hissi veriyor.
Bu güçlü atmosfer, hikâye ve oynanıştaki kusurlara rağmen oyunu bir nebze ayakta tutuyor. Ancak yalnızca görsel tasarım ve kültürel detaylarla uzun süreli bir tatmin sağlamak mümkün değil.
Sonuç
Mafia: The Old Country, dramatik bir mafya hikâyesi ve güçlü dönem atmosferi arayan oyuncular için, tüm kusurlarına rağmen ilgi çekici olabilir. Ancak beklentiniz yüksek tempolu, mekanikleri sağlam bir aksiyon oyunuysa, bu yapım sizi muhtemelen tatmin etmeyecektir. Sicilya’nın büyüleyici sokaklarında geçen bu yolculuk, güzel bir tabloya bakmak gibi; hoş ama hafızada uzun süre yer etmiyor.