Life is Strange 2 Konusu
Oyuna başladığımızda kendimize bir polis memurunun aracından dışarıyı izlerken buluyoruz. Polis memurunun telsiz konuşmalarını dinleyerek ilerlerken polis memuru destek isteyip araçtan iniyor. Aradan çok kısa bir zaman geçtiğinde sanki bomba patlamış gibi polis memurunu aracın üstünden uçarken ve aracında ters dönmesini görüyoruz hatta başka objelerde havada uçuşuyor o an. Ve etrafta çok fazla polis aracı beliriyor. Telsizden destek isteme sesini dinlerken bir anda ekran kararıyor.
Bundan sonra oyun hikâye moduna geçiyor ve oyundan manzaralar gösteriyor. Tamda o sırada o meşhur sarı okul otobüsünü görüyoruz ve kamera otobüs kapısında duruyor, kapılar açılıyor ve karakterimiz Sean ortaya çıkıyor. Ve kız arkadaşı bir anda arkasında beliriyor konuşarak ilerliyorlar. Eve vardığımızda Sean’ın ortamına şöyle bir göz attığımızda babasıyla ve küçük erkek kardeşi Daniel ile yaşadığını görüyoruz. Sean’ın resme ne kadar ilgili olduğunu ve Daniel’in ne kadar da sinir bozucu olabileceğine tanıklık ediyoruz.
Babamıza tamirde yardım ettikten sonra asıl olayların başlama anına yaklaşıyoruz. Daniel elinde yaptığı yapay zombie kanı ile dolu bir şişe ile yanımıza geliyor ve tabi ki biz bir abi olarak onu odadan kovuyoruz. Ama çok pişman olacağız. Daniel durur mu? Biz kovduk diye çocukta olduğu için dışarıya çıkıyor. Odadan değil, direkt evin dışına. Dışarıdan gürültü gelince bir de ne görelim çok sevgili kardeşimiz yaptığı zombie kanını Brett isimli zorba bir çocuğun üzerine dökmüş ve Brett kardeşimizi sarsıyor.
Bunu gören Sean koşarak Daniel’i savunmaya gidiyor ve Brett ile tartışma başlıyor. Tam Daniel’i alıp gidecekken Brett arkamızdan laf edince Sean dönüp buna bir yumruk sallıyor ve Brett yere seriliyor. O sırada oradan geçen tecrübesiz polis memuru olan abimiz Brett’in üzerinde ki sahte kanı gerçek sanınca olaylar başlıyor. Silah çekiyor. Bunu gören babamız o an geliyor ve polis memurunun silahı ateşleniyor. Birde ne olsun elbette ki babamız vuruluyor çünkü ilk oyundan da bildiğiniz üzere bazı yeteneklerimizi keşfedebilmemiz için bizi derinden sarsacak acılar yaşamamız gerekiyor. Burada da babamız vuruluyor bunu gören Sean derdim ama Daniel o anın şokuyla etrafında ne varsa telekinezi yeteneği ile bir anda sağa ve sola fırlatıyor. Şimdi diyeceksiniz ki bu oyunda oynadığımız karakter Sean ama yetenek Daniel’de. Muhtemelen yapımcılar böyle büyük bir yeteneğe sahip şımarık bir çocukla nasıl baş edeceğimizi görmek istemişler ve bu oyun ortaya çıkmış. Biz onun koçu gibi oluyoruz kendisini geliştirmesine yardımcı oluyoruz.
Hikaye Alevleniyor
Tüm bu olayların sonucunda Daniel ile beraber kaçak bir hayat sürüyoruz. Hırsızlığa karışıyoruz, polislerden kaçıyoruz, Meksika sınırından geçmeye çalışıyoruz. Olur, olmadık tarikatlı bir din olaylarına karışıyoruz çünkü sevgili kardeşimiz asla bizi dinlemiyor. Kendi yaşıtımız olan bir grup gençle tanışıp onlarla yaşıyoruz. Bu sırada birbirinden farklı olaylar gerçekleşiyor. Ve birazda romantizm.
Oyunun Sonlarına Doğru
Oyunun sonlarına yaklaştığımızda Meksika sınırını geçmeye çalışırken yakalanıyoruz ve nezarete atılıyoruz. Tüm polisler olan olaylara kardeşimizin yeteneğine inanmıyor ve bizi suçluyorlar. Bu yüzden kardeşimiz Daniel ile kaçmaya çalışırken çatışmaya giriyoruz. İsterseniz zarar vererek, isterseniz polislere zarar vermeden oradan çıkmaya çalışıyorsunuz. Ve bir polis aracı çalarak Meksika sınırına gidiyoruz. Ama o da ne bir sürü polis 2 küçük çocuğu yakalamak için özel sistem kurmuş sınıra. Burada Daniel ile aramızın iyi olup olmamasına bağlı olarak sadece bununla da bitmiyor onu nasıl yetiştirdiğimize bağlı olarak oyunun sonu belli oluyor. Evet, Daniel’i yetiştiriyoruz, neyin yanlış neyin doğru olduğunu ve yeteneğini geliştirmesine yardımcı oluyoruz