High on Life Hikayesi
Rick & Morty ve Solar Opposites'in yaratıcılarından Justin Roiland kaleminden çıkan High on Life 13 Aralık'ta piyasaya sürüldü ve çoğu oyuncunun dikkatini üzerine çekmeyi başardı.
High on Life'ın Hikayesi Var mı?
Evet. High on Life, bir nişancı oyunu olmasına rağmen yine de lineer bir olay örgüsüne sahip. Oyunu, hiçbir planı veya hedefi olmayan işsiz biri olarak oynuyor. O yüzden ana karakterle empati kurmamız hiç zor olmadı... böyle espiriler yapmayı da High on Life'tan öğrendik. Oyundaki mizahın ve oyunun diğer taraflarının incelemesini burada bulabilirsiniz. Hayatta hiçbir işi gücü olmayan bu karakterimizin hayatı insanlığı öldürmek isteyen G3 adlı uzaylı bir kartel Dünya'yı işgal etmesiyle değişir. G3 Kartelinin amacı insanlığı uyuşturucu olarak kullanmaktır. İnsanlığın aklını başından almaya kararlı bir uzaylı karteli ile oyuna başladığınızda, bunun alışkın olduğunuz FPS oyunlarından biraz farklı olacağını anlıyorsunuz.
Olay Örgüsü ve Karakterler
Hikayenin başında konuşan bir uzaylı silahı olan Kenny, size kartelden kaçabilmeniz için herhangi bir yere ışınlama yeteneği bulunan bir silah veriyor. Konuşan uzaylı silahlar oyundaki en önemli ögeler arasında yer alıyor. High on Life'ı High on Life yapan birinci şey bu silahlar olabilir. Kaçma telaşınız içinde, ailenizi evinizden Blim City'ye ışınlamaya karar veriyorsunuz. Eski efsanevi ödül avcısı Gene, ışınlama silahını alabilmek için sizinle bir kovalamacaya başlıyor ve oyun boyunca Gene tarafından öldürülmemeye çalışıyorsunuz. High on Life'taki maceranızda galaksiyi dolaşacak, çeşitli ve birbirinden renkli uzaylılarla tanışacak, bazılarıyla savaşacak ve bazılarıyla arkadaş olacaksınız. Oyunun nihai amacı, uzaylı kartelinin çetesinin lideri Garmantuous ve ortaklarını alt etmek. Bunu yapmak için çeşitli Gattliensları yani konuşan uzaylı silahlarını toplamanız gerekecek. Gattliens tıpkı Kenny gibi konuşan silahlardan oluşan geniş bir koleksiyon. High on Life'ın neden bir "aksiyon-macera tarzı Metroidvania komedisi" olarak tanımlandığını oyunu oynadıkça her saniye daha iyi anlıyacaksınız.
Metaroidvania tarzında tasarlanan oyun sizi gezegenler arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Doğrusal bir macera yerine, yeni araçlar öğrendikten sonra daha önce keşfedilen alanları tekrar ziyaret etmeniz gereken dairesel bir döngünün içerisindesiniz. Örneğin sonradan öğrendiğiniz bıçağınızın kıskaç işlevi, başka türlü yürüyerek imkansız olan daha yüksek alanlara ulaşmanızı ve boşlukları kapatmanızı sağlıyor. Benzer şekilde farklı alet ve silahların farklı özelliklerini geliştirerek oyundaki savaş deneyiminizi özelleştirebilirsiniz.
High on Life'ın evreni de oldukça geniş ve dünya tasarımı tatmin edici. Sadece bir kısmını görebilseniz de, High on Life size Blim City'de, diğer gezegenlerde ve Dünya'da etkileşim kurmanız için çok çeşitli karakterler sağlamayı başarıyor. Bu çeşitli karakterlerin de iki cümlesinden biri size ettikleri küfür olsa da, oyunun hızına ve tarzına alıştıka bu diyaloglar insana batmamaya başlıyor.
Seslendirmenler
Değinmeden geçemeyeceğimiz bir diğer konu ise High On Life'ın efsanevi seslendirmen kadrosu. Oyun başrollerin inanılmaz ünlü isimler tarafından seslendirilmesiyle yetinmiyor, oyun boyunca yolunuzun kesiştiği neredeyse bütün NPCler ve karakterler de alanındaki en iyi sanatçılar tarafından seslendiriliyor.