Cult of the Lamb İnceleme
Peki her şeyden bağımsız olarak Cult of the Lamb nasıl bir oyun? Sahte peygamberlerle dolu bir diyarda kendi tarikatınızı kurup, takipçi topladığınız ve öğretilerinizi yamaya çalıştığınız bu macera, aslında şu ana kadar oynadığınız hiçbir şeye benzemiyor.
- Farklı zorluk opsiyonları
- Sağlam hikaye ve dünya tasarımı
- Kendi oynanış stiline göre kişiselleştirme opsiyonu
- Eşsiz görsel ve işitsel tasarım
- Tekrar oynanabilirlik
- Takipçiler bazen sinir bozucu olabiliyor
- Düşmanların hareketlerini öngörmek çok zor
- Bazı buglar
Cult of the Lamb Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Cult of the Lamb Hikayesi
Oyun ölümünüzle başlıyor. Böylece ilk andan itibaren inanılmaz bir merak ve adrenalın uyandırıyor. Bir tapınakta kurban edilerek ölmenin ardından, yıllar önce sürgün edilmiş Tanrılar seni buluyor ve sana bir dizi görev veriyorlar. Oyunun ilk yarısında izometrik zindanlarda dolanarak diğer Tanrıları bulmayı deniyorsun. Sonrasında hikaye iyice değişik bir yere gidiyor. Bulduğun Tanrılardan aldığın güç ile kendi tarikatını kuruyor, şehrini inşaa ediyor ve takipçilerini yönetiyorsun.
Oyun Mekanikleri
Oyunun ilk bir saati bile dolmadan neredeyse bütün mekanikleri öğrenmiş oluyorsunuz. Tarikatınızın iyi işleyebilmesi için gerekli olan ritüeller, kıtlık ve hastalıklara karşı mücadele, inanç manipülasyonları ve kültürünü yayma yöntemleri gibi bütün mekanikleri öğreniyorsunuz. Ayrıca inşaa, kaynak toplama, tüketim gibi mekanikler hakkında da fikir sahibi oluyorsunuz.
Oyunun en başında bu kadar bilgi yüklemesi biraz beyin yakıyor olsa da, mekaniklere alıştıkça çeşitlilik ve kendi oyun tarzını yansıtabilme opsiyonu Cult of the Lamb’i inanılmaz keyifli bir oyun haline getiriyor.
Oynanış
Her oyunun başında rastgele bir silahla başlıyorsunuz. Kılıç, hançer, balta veya tamamen farklı bir silahınız olabilir. Böylece oyun tekrara düşmüyor ve sıkıcı hale gelmiyor. Hasar aldığınızda veya verdiğinizde ekran sarsılıyor, konuşma balonlarında önemli yerler hareketli vurgulanıyor, oyun ekranında etrafınızda sürekli bir şeyler oluyor… Bu da Cult of the Lamb’a inanılmaz dinamik ve görsel olarak sizi odaklı tutan bir atmosfer sağlıyor. Dövüş mekanikleri kaçma ve defans yerine çevik saldırı ve stratejiye dayanıyor.
Alışık olduğumuz diğer rogue-likeların aksine, Cult of the Lamb’de öldükten sonra her şeyinizi kaybetmesiniz. Kaynaklarınızın %75’ini tutma hakkına sahipsiniz ama eğer rogue-likeın acımasız kültüründen keyif alıyorsanız bu ayarı sıfıra da indirebiliyorsunuz.
Zindanlar
Cult of the Lamb’de yeni kaynaklar ve takipçiler toplamak için tamamlamanız gereken dört farklı zindan bulunuyor. Zindanlar tasarım açısından roguelike hissini sonuna kadar vermeyi başarıyor. Silahların ve ganimetlerin rastgele konumlandırılması, oda kilitlerini açma yöntemlerinin tamamen değişmesi, oyuna başladığınız silahın farklılaşması darken oyun her seferinde bambaşka bir oyun hissi veriyor ve tekrar oynanabilirliği artıyor.
Oyunda inşaa etmek istediğiniz her şeyi yapmaya yetecek kaynak ve vakit bulamıyorsunuz. Bu nedenle tarikatınızı geliştirirken stratejik davranmanız ve nasıl bir lider olduğunuza ya da neye daha çok önem verdiğinize karar vererek ilerlemeniz gerekiyor.
Grafikler
Cult of the Lamb bağımsız izometrik oyunlarda gördüğümüz en iyi görsel stillerden birine lazım. Atmosferde, silahlarda, karakterlerde, yaratıklarda, yani karşınıza çıkan her görselde detaylı hazırlanmış, karikatürümsü ve garip bir şekilde ürpertici bir tarz var. Karakterlerin tepkileri ve konuşmaları ise insanın yüzünde bir tebessüm oluşturmayı başarıyor.
Ses Tasarımı
Sahneye göre değişen ve oyuncuda iz bırakan sağlam müzik seçimleri ve karakterlerin ses efektleri de oyuna inanılmaz bir hava katıyor.
Cult of the Lamb oynanır mı?
Cult of the Lamb zekice tasarlanmış oynanış tarzı, orijinal grafikleri ve ilgi çeken senaryosu ile bizden geçer puan almayı başardı. Eğer ‘acaba nasıl bir tarikat lideri olurdum?’ benzeri meraklarınız varsa, Cult of the Lamb aradığınız cevapları size sunabilir.