The Dark Pictures Anthology: The Devil in Me Hikayesi
The Devil in Me, The Dark Pictures Anthology’sinde daha önce gördüğümüz oyunlardan farklı olan birkaç oynanış mekaniği sunmayı ihmal etmemiş. Artık karakterler için bir envanter özelliği var. Bu, araç tabanlı bulmacaların yanı sıra koşma, zıplama ve tırmanma gibi yeni hareket yeteneklerini de beraberinde getiriyor. Oynanıştaki değişiklikleri, oyunun genel grafik ve sesli performansını ve oynamaya değer olup olmadığını incelememizde tartıştık. Şimdilik The Devil in Me hikayesine ve oyunun olay örgüsünde bizi nelerin beklediğine bakalım.
Henry Howard Holmes kimdir?
Amerika'nın ilk seri katili olarak kabul edilen H. H. Holmes, The Devil in Me’nin ana karakterlerinden biridir. Katilin cinayet serisi, 1893 Chicago Dünya Fuarı'nda başlar. Yeni evli bir çift, balayını kutlamak için Dünya Fuarı Oteli'ni ziyaret eder. Ancak otelin sahibi Henry Howard Holmes ikisini de öldürür. Holmes yakalanana kadar 200 civarı kurbanı öldürmüştür. Gerçek bir karaktere dayanan bu hikayede, Holmes’un karanlık geçmişine dair pek çok ürkütücü gerçekle yüzleşmeye hazır olun.
Oyunun Hikayesi
Lonnit Entertainment'ın yönetmen olarak Charlie Lonnit, muhabir olarak Kate Wilder, kameraman olarak Mark Nestor, ışık teknisyeni olarak Jamie Tiergan ve stajyer Erin Keenan'dan oluşan film ekibi, ünlü katiller hakkında bir belgesel üzerinde çalışmaya başlar. Son bölümleri, 200'den fazla kişiyi öldürdükten sonra 1896'da tutuklanıp idam edilen Holmes hakkındadır. Amerika'nın en vahşi ve ilk seri katili olarak kabul edilen Holmes, “Beni tonlarca betonun altına gömün ki, tekrar dirilip öldürmeye devam edemeyeyim.” şeklinde kan dondurucu açıklamara sahiptir.
Granthem Du'Met, çekim ekibiyle iletişime geçer ve onları malikanesinde ağırlamayı teklif eder. Orada Holmes hakkında çekebilecekleri birçok eser olduğunu ve belgesel için iyi olabileceğini söyler. Ekibin geri kalanı bu fikre çok sıcak bakmasa da, yönetmenleri olan Charlie teklifi kabul eder. Du'Met, ekibi feribotla Michigan Gölü kıyısındaki malikaneye getirir. Malikane, Dünya Fuarı Oteli'nin birebir kopyasıdır.
Yolda ve adaya vardıklarında karşılaştıkları bazı manzaralar ve insanlar çeteyi tedirgin etse de Du'Met yokken ekip çekime başlarlar. Ancak, Kate adadan kaçmak isterken Charlie çekime devam etmek istediğinde, ekip arasında gerginlikler başgösterir. Charlie ve Jamie, Holmes'a benzeyen birinin ürkütücü derecede insansı duran robotlar üzerinde çalıştığını görür ve otomatik olarak Du'Met'in Holmes gibi giyinip insanları korkuttuğu sonucuna varırlar.
Hikayede ilerledikçe Du'Met'in gerçek adının Hector Munday olduğunu ve geçmişine dair başka bilgileri keşfetmeye başlarsınız. Bu bilgilerin ardından ekip adadan kaçmaya karar verir, fakat her şey için çok geçtir. Du’Met bütün çıkış yollarını bloklar, bir tanesi hariç… Film ekibi, yardım istemek için adanın deniz fenerini kullanmaya karar verir. Deniz fenerini etkinleştirdiğinizde, hikaye iki sondan birine gidebilir. Seçmek size kalmış.
İlk Son
Du'Met adaya gelen ve daha önce adaya getirerek öldürdüğü insanların cesedini bulan bir polisi yakalayarak öldürür. Film ekibi tekneyle adadan kaçmaya çalışırken Du'Met gizlice tekneye binmeyi başarır. Son bir kavgadan sonra, Du'Met ya teknesinin motoruna çekilerek ya da teknenin kayalara çarpıp patlamasıyla ölür ve ekip kurtulur.
İkinci Son
Mark ve Kate hayatta kalır ve Du'Met onları yakalarsa, onlara eski bir kurbanın Du'Met'in başkalarını adaya çekme taktiklerini açıklayan bir klibini gösterir. Hayatta kalan kurbanın bir sonraki kurbanlara kendini Du’Met olarak tanıtması ve bu hastalıklı oyunu devam ettirmesi gerekmektedir. Mark kabul edebilir ve Kate'in özgürlüğü karşılığında bir sonraki grubu adaya çekebilir. Eğer reddederse, o ve Kate orada hemen Du’Met tarafından öldürülür.